top of page
Abandonment kelimesi anlamı:
(noun)
terk, bırakma, vazgeçme, terk etme, metrukiyet, feragat etme.

Benzer Anlamlılar:

desertion, forsaking, relinquishment, surrender, forsaking, leaving

Zıt Anlamlılar:

retention, keeping, preservation, continuation

İlgili Kelimeler:

abandon, abandoned, parental abandonment, emotional abandonment

Abandonment   kelimesi cümlede kullanımı:



1. Terk Etme:
Bir şeyi veya birini kalıcı olarak bırakma eylemi, ilgiyi veya desteği sona erdirme


The abandonment of the old building led to its rapid decay.
(Eski binanın terk edilmesi, hızlı çökmesine neden oldu.)

She felt a deep sense of abandonment when her parents left her.
(Ailesi onu terk ettiğinde derin bir terk edilme duygusu hissetti.)

The project faced abandonment due to lack of funding.
(Proje, fon eksikliği nedeniyle terk edilme ile karşı karşıya kaldı.)



2. Vazgeçme:
Bir plan, hedef veya sorumluluktan tamamen vazgeçme eylemi


The abandonment of the mission was inevitable due to severe weather conditions.
(Görevden vazgeçme, şiddetli hava koşulları nedeniyle kaçınılmazdı.)

They showed great resolve by not succumbing to abandonment in the face of difficulties.
(Zorluklarla karşılaştıklarında vazgeçmeye boyun eğmeyerek büyük kararlılık gösterdiler.)

Her abandonment of her artistic ambitions surprised everyone.
(Sanatsal hedeflerinden vazgeçmesi herkesi şaşırttı.)



3. İhmal:
İlgisizlik veya gerekli bakımın sağlanmaması durumu


The child's abandonment was reported to the authorities.
(Çocuğun ihmali yetkililere bildirildi.)

Animal abandonment is a serious issue in many urban areas.
(Hayvan ihmali, birçok kentsel bölgede ciddi bir sorundur.)

The garden suffered from abandonment and was overgrown with weeds.
(Bahçe, ihmal nedeniyle otlarla kaplandı.)



4. Bırakılma:
Birinin veya bir şeyin bırakıldığı veya terk edildiği durum


He struggled with feelings of abandonment after the breakup.
(Ayrılıktan sonra bırakılma duygularıyla mücadele etti.)

The sudden abandonment by his friends left him feeling isolated.
(Arkadaşları tarafından ani bırakılma onu izole hissettirdi.)

The soldiers faced abandonment in the foreign land without supplies.
(Askerler, yabancı topraklarda erzak olmadan bırakılma ile karşı karşıya kaldılar.)

Abandonment  kelimesi ile ilgili cümle örnekleri:

  • The abandonment of the project caused confusion among the team.
  • (Projenin terkedilmesi, ekip arasında kafa karışıklığına neden oldu.)

  • Her abandonment of the old house was a difficult decision.
  • (Eski evi terk etmesi zor bir karardı.)

  • The abandonment of the car in the parking lot raised concerns.
  • (Otoparkta bırakılan araba endişelere yol açtı.)

  • They discussed the legal issues surrounding property abandonment.
  • (Mülk terkedilmesi ile ilgili yasal sorunları tartıştılar.)

  • The abandonment of the policy led to a drop in employee morale.
  • (Politikanın terkedilmesi, çalışan moralinde bir düşüşe yol açtı.)

  • He felt the emotional weight of his parents' abandonment.
  • (Ailesinin terkedilmesinin duygusal yükünü hissetti.)

  • The community rallied to address the issue of abandoned pets.
  • (Topluluk terkedilmiş evcil hayvanlar sorununu çözmek için toplandı.)

  • The abandonment of the town left many businesses struggling.
  • (Kasabanın terkedilmesi birçok işyerinin zor durumda kalmasına neden oldu.)

  • Their book highlighted the effects of abandonment on children.
  • (Kitapları, çocuklar üzerindeki terkedilmenin etkilerini vurguladı.)

  • The abandonment of the historical building was a major loss.
  • (Tarihi binanın terkedilmesi büyük bir kayıp oldu.)

  • She was deeply affected by the abandonment of her childhood home.
  • (Çocukluk evinin terkedilmesi onu derinden etkiledi.)

  • The abandonment of the agreement led to a legal dispute.
  • (Anlaşmanın terkedilmesi yasal bir ihtilafa yol açtı.)

  • The city faced challenges due to the abandonment of key infrastructure.
  • (Şehir, ana altyapının terkedilmesi nedeniyle zorluklarla karşılaştı.)

  • The documentary explored the emotional impact of parental abandonment.
  • (Belgesel, ebeveyn terkedilmesinin duygusal etkilerini araştırdı.)

  • His book addresses the psychological effects of abandonment in relationships.
  • (Kitabı, ilişkilerde terkedilmenin psikolojik etkilerini ele alıyor.)

  • The museum's exhibit on abandonment included personal stories from former residents.
  • (Müzenin terkedilme sergisi, eski sakinlerden kişisel hikayeler içeriyordu.)

  • The rise in abandonment cases prompted a new government initiative.
  • (Terkedilme vakalarındaki artış yeni bir hükümet girişimini teşvik etti.)

  • The town hall meeting discussed strategies to prevent property abandonment.
  • (Kent toplantısı, mülk terkedilmesini önlemek için stratejiler tartıştı.)

  • Their findings on abandonment patterns were published in a major journal.
  • (Terkedilme desenleri hakkındaki bulguları büyük bir dergide yayımlandı.)

  • The social services department was overwhelmed by cases of abandonment.
  • (Sosyal hizmetler departmanı, terkedilme vakalarıyla başa çıkmakta zorlandı.)

  • The novel's protagonist struggled with the themes of abandonment and loss.
  • (Romanın başkahramanı, terkedilme ve kayıp temalarıyla mücadele etti.)

Comments:

Yeni eklenenler

English words  with letters on the sky for english dictionary (1).png

Günün Kelimesi

word of the day

Yeni Güncellenenler

English words  with letters on the sky for english dictionary (2).png
bottom of page